Ön yargılarımızla yaşadığımız şu kısa hayatımızda beynimize biraz yavaş ol be’ birader diyebilme imkanı sağlasın diye, İşler Güçler’in 23. Bölümünün sonlarına doğru Salih Abi’nin bir kısmını okuduğu divan şiirini eşki’cilerden alıntı ve düzenleme yaptım.
Sümbülzade Vehbi’ye ait bu güzel şiirde kendinize ve ön yargılarınıza dur demeyi öğrenmelisiniz.
iyi gülmeler… :)
“19. yüzyılda Mora’da doğup büyüyen ve divanındaki bir şiirden moralı Süleyman adlı bir şeyhin müridi olduğu anlaşılan sümbülzade vehbi, hece ve aruz vezniyle yazdığı şiirlerle tanınır. Vehbi divan edebiyatı türlerinden “rücû” şiirleriyle ayrı bir ün yapmıştı. Rücû mesajın ilk satırda tahmin edilenden çok farklı olduğunu ikinci satırda anlatan bir sanat tarzıydı. Rivayete göre padişahın “bana öyle bir beyit söyle ki ilk satırın sonunda ‘cellat’ diye bağırırken ikinci satırın sonunda sana bir altın kese atayım” emri üzerine Vehbi’nin hazırladığı Divan Edebiyatının en güzel ve en eğlenceli “rücû” örnekleri,
padişahın öyküsü kulağınıza küpe olsun. birinci satırın sonunda “cellat” diye bağırmadan lütfen anlamı tamamlayan ikinciyi de okuyunuz:”
azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.
* * *
lal-u şarap içurem ve ıslatıp geçirem,
parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahsan.
* * *
eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.
* * *
diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
* * *
salınarak giderken arkandan ben sokayım,
ard eteğin beline, olmasın çamur aman.
* * *
kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.
* * *
öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.
* * *
eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
* * *
herkese vermektesin, bir de bana versene,
avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
* * *
sen her zaman gelesin, ben vehbi’ye veresin,
esselamun aleyküm ve aleykümesselam.
sümbülzade vehbi
Bir yanıt yazın